25 Ağustos 2014 Pazartesi

Sip-sak Simsek Mc Queen

Ne yalan söyleyeyim, çocuklar için gelen siparislerden daha ok keyif alıyorum. ( Zaten siparişlerin % 90'ı da çocuklar için geliyor ) :)

Mail kutusunu ne zaman 4-5 gün kontrol etmezsem mutlaka acil bir sipariş buluyorum. Elif Hanım'İn siparişi de onlardan biri idi. Doğum günü kutlaması olunca elimdeki 400 parçalık vaftiz siparişine " sen bir gün bekle bakiim" dedim ve işe giriştim.

Daha önce de Şimşek Mc Queen yapmıştım ama bu seferki daha bir güzel oldu. Demek ki bundan sonraki sipariş daha da güzel olabilir.

Bu sefer direk t-shirtün üstüne değil de önce bir kumaşın üstüne işledim ve sonra hepsini birden diktim. Daha pratik oldu ayrıca minnaklar büyüdüklerinde anneleri sadece aplikeyi söküp başka bir kıyafetin üzerine dikebilirler.

Ben beğendim siz de beğenin hadi :))

Güle güle giysinler


Önce eskizi bir kağıda çiziyorum ki sonra puzzle misali parçalara ayırabileyim.
Ali 1 yaşında 

Furkan ise 3.  Kapuşonlu montun ön tarafında çok büyük bir arma vardı. Onu şimşeğimizin numarası olan  95 ile kapattım .
Gene kapüşon yüzünden ismi yukarı değil de alt kısma yazdım. Yukarı yazılınca isim her zaman görünmeyebilirdi. Yazı karakterlerinde de orjinal "Cars" yazı karakterini kullandım.



7 Ağustos 2014 Perşembe

Uctu Uctu Kucuk Prens Uctu!

Bir Kucuk Prens tutturduk gidiyoruz.

Zevkle calisiyorum sakin yanlis anlasilmasin.

Hele de musterilerimden ilginc fikirler gelince daha bir sevke geliyorum birlikte sekillendiriyoruz fikirlerimizi.

Bu sefer 150 adet bust seklinde Kucuk Prens yapmaya karar verdik. Elimde ekstra 350 adet daha var hepsi tamamlaninca 500 + Kucuk Prens yapmis olacagim son 2 ay icinde. ( isimlikler vs saylanmaz )

Musterim fistikli m&m's sevdigini soyleyince gitti cikolatali draje geldi minik torbalar icine doldurulmus   m&m's ler. Arada asirmadim ama gozum kaymadi degil :))


Arkalarina da birer magnet oldu bitti .

Isimlik icin ise yukarida da degindigim gibi cok orjinal bir fikir geldi sevgili musterimden .

Kucuk Prens yildizlara tutunsun ve gezegenini arkasinda birakarak havada suzulsun.  Fikir bu.

Eskiz bu :



Bitmis hali bu :




Son hali de bu :




Itiraf etmeliyim ki postur, anatomi vb gibi dersleri almadigim icin Kucuk Prens'in havada suzulurkenki modelini cikartmakta biraz zorlandim . Belki de bu konuda cesitli kaynaklari okumam gerekecek.

Kapi susu once hastane odasina sonra da evdeki oda kapisina asilacagi icin iplerin ayarlanmasi gerekiyordu. O isi de hallettik.

Sonuctan hepimiz memnunuz.

Biliyorsunuz Kucuk Prens cok calisilan bir figur. Ben cesitli defalar yapmaya calistim. Ama her seferinde farkli bir kompozisyonda degisik sekillerde olsun istedim. Kompozisyonlarim santimi santimine kadar kopyalandi. Bu kapi susunu de kopyalayacak "arkadaslara" simdiden kolay gelsin diyorum. Cunku birazcik zor :))))


1 Ağustos 2014 Cuma

Nils Holgersson'u hatırladınız mı?

Çocukken , ufacikken top oynamadan acıkıyorken beni çizgi film hastası yapan yapıtlardan biriydi Nils ve Ucan Kaz.

1984'te TRT'de yayınlanmaya başladığına göre o kadar  da ufacık değilmişim ama hepimiz naif çocuklardık oradan kurtarıyoruz. İşitme engelliler haber bülteninden hemen sonra 10:30'da başlardı ve o saatten sonra beni kimse ekranın karşısından ayıramazdı.

Bu muhteşem çizgi filmi izlemeyenler ya da kitabını okumayanlar için  tekrar edelim; Nils  ; İsveç'li yaramaz bir çocuktur. Hayvanlara eziyet eder. Ama bir cin tarafindan ufacık hale getirilir.. Cin Nils'i sadece ufacık yapmakla kalmaz bizim bızdık ayni anda hayvanların dilinden anlamaya başlayıp onlarla konuşur hale de gelir. Bu sayede çiftliklerindeki evcil kaz Morton'un yaban kazları ile uçmak istediğini öğrenir tam Morton'un uçmasını engellemek isterken birdenbire kendini onunla birlikte havada süzülürken bulur. Evcil kazlar uçamazlar ama Morton artık uçabilmektedir ( beni en çok etkileyen şey ) ve bu iki ahbap çavuşun  birbirlerinden başka güvenecek kimseleri yoktur.

Sonra gelsin serüvenler .. Coğrafya ve harita hastası olan benim için bulunmaz bir nimet dağ dağ ada ada gezilen koca bir ülke. Eğer hala rüyalarımda uçuyorsam , uçakla yolculuk yapmayı- çok korkmama rağmen seviyorsam-  tüm sorumlusu bu minik adam ve beyaz kazdır :)

Tilki Rex, Nils'in ucu düdüklü kırmızı şapkası, Mehmet Erbil'in seslendirmesi ile aklıma kazınan ufak sincabı.. Şimdi nereden esti bu nostalji sadede geleyim.

Hani nedensiz bir şekilde sevdiğiniz insanlar vardır. Ne uzun zamandan beri tanımışşınızdır ne de fazla vakit geçirmişşinizdir. Ama birşeyler ortaktır ve o hal hoşunuza gider. İşte Aris'in çocukluk arkadaşı , İskeçe'deki komşumuzun Türkiye'de yaşayan oğlu Umut da benim için böyle biri.  Neden böyle hissettiğimi şimdi anlayacaksınız:

Bu ilkbaharda kendisinden bir facebook mesaji aldım. Benden üniversitedeki odasının duvarına asmak üzere Nils ve uçan kazını keçe ile ufak bir pano şeklinde çalışıp çalışamayacagımı soruyordu. Çocukluğuma bu  kadar yer etmiş bir roman/ çizgi roman/ çizgi film kahramanı olan Nils ve kazının keçe ile panosunu yapmak beni inanılmaz heyecanlandırdı ve duvarında yerinin bile ayrılmış olması da onore etti. . Hemen Kübra ile görsel avına başladık  sonra  eski bölümlerinden biraz izledim.. Ama araya başka projeler ve siparişler girdi benim için çok özel olan bu panoyu biraz geciktirdim. Tembellikten değil, hakkını vererek yapmak istediğimden.


(Pano bitti ama yanına bir de kitap ayracı ister ki Selma Lagerlöf'un orijinal kitabının arasında da yerini alsın değil mi? Ama haha ayraç henüz bitmedi ne yazık ki. Bitince onu da göreceksiniz. )



  Gel zaman git zaman bugün yarın derken ben panoyu gönderemedim ama  gün Aris'in bana "Umut'u  gördüm Türkiye'den gelmiş sanırım bayrama " demesiyle hemen harekete geçtim. Panoyu paketleyip ertesi gün komşumuzun mütevazi bahçeli evinin  kapısını çaldım . İçimde hep aynı soru: "Tamam ben panoyu beğendim de bakalim sahibi beğenecek mi?"

Neyse ki korktuğum değil umduğum oldu Umut da Seçil de çok beğendiler. Sonrası sohbet, bayram tatlıları, gelsin kahveler...

Velhasıl diyeceğim şudur ki ;

Teşekkür ederim bu siparişle çocukluğumda o döneme  dair  anıları   ve aynı saf ve salak heyecanı tekrar yaşadım.

Ve sana da teşekkür ederim Selma Lagerlöf şimdi hatırlayınca bile içimi ısıtan bu güzel kitap için .

" Nils.. Come on Nils... Come on up.."

Bonus1 : 20  Isvec kronunda bizlere göz kırpan Selma Lagerlöf ve Nils için buraya ,
Bonus 2 : Çizgi filmin unutulmaz girişi için buraya  tıklayabilirsiniz.

Hamis : 2 ay ara verdikten sonra kendime gelmemi saglayan adasima tesekkur ederim.  Düşen uçaklar, kesilen kafalar, öldürülen çocuklar, toprak altına kapatılan madenciler  beni fena etkiledi bir süre yazamadım napiyim..


 

 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...